Cin Suresi 8. Ayet Meali
وَأَنَّا
لَمَسْنَا
ٱلسَّمَآءَ
فَوَجَدْنَٰهَا
مُلِئَتْ
حَرَسًا
شَدِيدًا
وَشُهُبًا
Diyanet İşleri Başkanlığı:
“Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk.”
Diyanet Vakfı:
Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Doğrusu biz o göğü yokladık da onu kuvvetli muhafızlar ve atılmaya hazır ateşin aleviyle doldurulmuş bulduk.
Elmalılı Hamdi Yazır:
(Cinler, dediler ki): «Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk.»
Ali Fikri Yavuz:
Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık da, onu (meleklerden ibaret) çok kuvvetli bekçiler ve şihaplarla (akan yakıcı yıldızlarla) doldurulmuş bulduk.
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Ve doğrusu biz o Semayı yokladık da onu öyle bulduk ki şiddetli muhafızlar ve şihablarla doldurulmuş
Fizilal-il Kuran:
Göğü yokladık, orayı sert bekçilerle ve göktaşları ile dopdolu bulduk.
Hasan Basri Çantay:
(Cin devamla:) «Biz ciddî bir suretde göğe erişmek istedik. Fakat onu sert bekçilerle ve (yakıcı) şihablarla doldurulmuş bulduk».
İbni Kesir:
Doğrusu biz; göğü yokladık da, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş bulduk.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve muhakkak ki, biz göğe dokunduk ta hemen onu şiddetli bekçiler ile ve şihaplar ile doldurulmuş bulduk.»
Tefhim-ul Kuran:
«Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.»