Fussilet  Suresi 22. Ayet Meali

  • وَمَا
  • كُنتُمْ
  • تَسْتَتِرُونَ
  • أَن
  • يَشْهَدَ
  • عَلَيْكُمْ
  • سَمْعُكُمْ
  • وَلَآ
  • أَبْصَٰرُكُمْ
  • وَلَا
  • جُلُودُكُمْ
  • وَلَٰكِن
  • ظَنَنتُمْ
  • أَنَّ
  • ٱللَّهَ
  • لَا
  • يَعْلَمُ
  • كَثِيرًا
  • مِّمَّا
  • تَعْمَلُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: “Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lâkin, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.”
  • Diyanet Vakfı: Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah´ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İlkin kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şahitlik edeceğinden sakınmazdınız, fakat Allah ´ın yaptıklarınızdan birçoğunu bilmeyeceğini zannetmiştiniz.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan bir çoğunu Allah´ın bilmeyeceğini zannediyordunuz.
  • Ali Fikri Yavuz: Kulaklarınız, gözleriniz ve derileriniz aleyhinize şahidlik eder diye sakınmamıştınız ve muhakkak zannetmiştiniz ki, Allah, yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Evvel kulaklarınız ve gözleriniz ve derileriniz aleyhinize şahadet eder diye sakınmaz idiniz ve lâkin zannetmiş idiniz ki Allah yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez
  • Fizilal-il Kuran: Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahidlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah´ın bilemeyeceğini sanıyordunuz.
  • Hasan Basri Çantay: «Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye (düşünüb) sakınmadınız. Bil´akis Allah yapmakda olduklarınızın bir çoğunu bilmez sandınız».
  • İbni Kesir: Gözleriniz, kulaklarınız ve derileriniz aleyhinize şahidlik eder diye sakınmadınız. Aksine yapmakta olduklarınızın bir çoğunu Allah´ın bilmediğini sanıyordunuz.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şehâdet etmesinden saklanır olmadınız. Velâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez.
  • Tefhim-ul Kuran: «Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinizde şahitlik eder diye sakınıp korunmuyordunuz. Aksine, yapmakta olduklarınızın birçoğunu Allah´ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.»