Fussilet  Suresi 48. Ayet Meali

  • وَضَلَّ
  • عَنْهُم
  • مَّا
  • كَانُوا۟
  • يَدْعُونَ
  • مِن
  • قَبْلُ
  • ۖ
  • وَظَنُّوا۟
  • مَا
  • لَهُم
  • مِّن
  • مَّحِيصٍ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Daha önce yalvardıkları (tanrılar) onları yüzüstü bırakıp uzaklaşmıştır. Kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır.
  • Diyanet Vakfı: Böylece önceden yalvarıp durdukları onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Önceden tapıp durdukları şeyler onlardan kaybolup gitmişler ve onlar kendileri için kaçacak bir yer kalmadığını anlamışlardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Önceden tapmakta oldukları şeyler, kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur. Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır.
  • Ali Fikri Yavuz: Önceden ibadet edib durdukları putlar, kendilerinden kaybolup gideceklerdir; ve onlar kendilerine hiç bir kaçamak kalmadığını anlıyacaklardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Önceden tapıp durdukları şeyler onlardan gayb olup gitmişler ve onlar kendilerine hiçbir kaçamak kalmadığını anlamışlardır.
  • Fizilal-il Kuran: Önceden yalvarıp durdukları tanrıları onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerlerinin olmadığını anlamışlardır.
  • Hasan Basri Çantay: Önceden tapdıkları nesneler onlardan uzaklaşıb gaaib olmuşdur (olacakdır). Onlar kendilerine (azâbdan) kaç (ıb kurtul) acak hiçbir yer olmadığını anlamışlardır (anlayacaklardır).
  • İbni Kesir: Önceden taptıkları şeyler onlardan uzaklaşıp gitmiştir. Ve kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlardan evvelce tapıp, durdukları şeyler gaib oluvermişlerdir ve kendileri için sığınılacak yer olmadığını anlamışlardır.
  • Tefhim-ul Kuran: Önceden kendilerine taptıkları (bu gün) onlardan kaybolup gitti ve onlar kaçacak hiçbir yerleri olmadığını anlamışlardır.