Hac Suresi 27. Ayet Meali

  • وَأَذِّن
  • فِى
  • ٱلنَّاسِ
  • بِٱلْحَجِّ
  • يَأْتُوكَ
  • رِجَالًا
  • وَعَلَىٰ
  • كُلِّ
  • ضَامِرٍ
  • يَأْتِينَ
  • مِن
  • كُلِّ
  • فَجٍّ
  • عَمِيقٍ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.
  • Diyanet Vakfı: (27-28) İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah´ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kâbe´ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bütün insanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerek uzak yoldan gelen incelmiş develer üzerinde sana gelsinler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya incelmiş binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vadiyi aşarak sana gelsinler.
  • Ali Fikri Yavuz: Bütün insanlara haccı ilân et; gerek yaya olarak, gerek her uzak yoldan binek üzerinde senin huzuruna gelsinler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve umum nas içinde haccı i´lân eyle gelsinler sana: gerek yaya ve gerek her derin vadiden gelerek incelmiş her bir binid üzerinde
  • Fizilal-il Kuran: İnsanlara haccı ilân et. Gerek yaya olarak ve gerekse uzak yolları aşarak yorgun develer üzerinde sana gelsinler.
  • Hasan Basri Çantay: «İnsanlar içinde haccı i´lân et. Gerek yaya, gerek her uzak yoldan gelecek arık develerin üstünde (süvârî) olarak sana gelsinler».
  • İbni Kesir: İnsanlar için haccı ilan et. Gerek yaya, gerek arık binekler üzerinde uzak vadiden ve yollardan sana gelsinler.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve nâs arasında haccı ilân et, sana piyade olarak ve her bir geniş, uzak yoldan gelen zayıf develer üzerine binmiş olarak geliversinler.»
  • Tefhim-ul Kuran: «İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya gerekse uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler.»