Mâide  Suresi 113. Ayet Meali

  • قَالُوا۟
  • نُرِيدُ
  • أَن
  • نَّأْكُلَ
  • مِنْهَا
  • وَتَطْمَئِنَّ
  • قُلُوبُنَا
  • وَنَعْلَمَ
  • أَن
  • قَدْ
  • صَدَقْتَنَا
  • وَنَكُونَ
  • عَلَيْهَا
  • مِنَ
  • ٱلشَّٰهِدِينَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar, “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım” demişlerdi.
  • Diyanet Vakfı: Onlar «Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz» demişlerdi.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar: «Biz istiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz mütmain olsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve onu -Allah´ın indireceği sofrayı- bizzat görenlerden olalım.» dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Havâriler: «İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalım» dediler.
  • Ali Fikri Yavuz: Havarîler şöyle dediler: “- İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize doğru söylediğini bilelim. Böylece mûcizelere şâhidlik edenlerden olalım.”
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz dediler: İstiyoruz ki ondan yiyelim kalblerimiz itmi´nan bulsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona şehadet edenlerden olalım
  • Fizilal-il Kuran: Havariler O´na dediler ki, «İstiyoruz ki, o sofranın yemeklerinden yiyelim, kalplerimiz güven bulsun, bize doğru söylediğini kesinlikle bilelim ve olayın tanıklarından olalım.
  • Hasan Basri Çantay: (Şöyle) dediler: «Diliyoruz ki biz de ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın, senin bize hakıykaten doğru söylediğini bilelim ve biz de bunun üzerine şâhidlerden olalım».
  • İbni Kesir: Demişlerdi ki: İstiyorsanız ki; ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize hakikaten doğru söylediğini bilelim de biz ona şahidlerden olalım.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Biz istiyoruz ki, ondan yiyelim ve kalblerimiz mutmain olsun ve senin bize doğru söylediğini bilelim ve biz onun üzerine şahitlerden olalım.»
  • Tefhim-ul Kuran: (Bu sefer Havariler:) «Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidler olalım» demişlerdi.