Meryem  Suresi 50. Ayet Meali

  • وَوَهَبْنَا
  • لَهُم
  • مِّن
  • رَّحْمَتِنَا
  • وَجَعَلْنَا
  • لَهُمْ
  • لِسَانَ
  • صِدْقٍ
  • عَلِيًّا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).
  • Diyanet Vakfı: Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz, bunlara rahmetimizden lütuflar, ihsanlar ettik ve hepsine dillerde yüksek bir doğruluk şanı verdik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.
  • Ali Fikri Yavuz: Hem bunlara rahmetimizden ihsanlar eyledik (çokca mal ve evlâd verdik). Hepsine de dillerde (bütün dinlerde) güzel ve yüksek bir övgü verdik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve bunlara rahmetimizden ihsanlar eyledik ve hepsine dillerde yüksek bir yad-ı sıdk verdik
  • Fizilal-il Kuran: Onlara rahmetimizden pay verdik. Her dilde saygı ile anılmalarını sağladık.
  • Hasan Basri Çantay: Bunlara rahmetimizden (peygamberlik, mal ve evlâd) lûtfetdik. Onlar için çok yüce sadâkat dili de verdik.
  • İbni Kesir: Bunlara rahmetimizden lutfettik. Onlar için yüce bir doğruluk dili verdik
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlara rahmetimizden ihsan ettik ve onlar için dillerde yüksek, doğru bir sena nâsip kıldık.
  • Tefhim-ul Kuran: Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.