Müminûn  Suresi 77. Ayet Meali

  • حَتَّىٰٓ
  • إِذَا
  • فَتَحْنَا
  • عَلَيْهِم
  • بَابًا
  • ذَا
  • عَذَابٍ
  • شَدِيدٍ
  • إِذَا
  • هُمْ
  • فِيهِ
  • مُبْلِسُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.
  • Diyanet Vakfı: En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sonunda üzerlerine çetin azaplı bir kapı açtığımızda birden onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
  • Ali Fikri Yavuz: Nihayet üzerlerine çok şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman da, onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Nihayet üzerlerine şedid azâblı bir kapı açtığımız vakıt da onun içinde ye´se düşüvereceklerdir
  • Fizilal-il Kuran: Ama ağır bir azabın kapısını yüzlerine açtığımızda kurtuluş ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırırlar.
  • Hasan Basri Çantay: Nihayet üzerlerine azâbı çetin bir kapı açdığımız vakit (görürsün ki) onlar bunun içinde ümidsizlikle dönüb kalmışlardır.
  • İbni Kesir: Sonunda onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda şaşkına dönüp ümitsiz kalıverdiler
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Nihâyet onların üzerine bir şiddetli azapkarîn kapı açtığımız vakit de onlar onun içinde ye´se düşmüş mütehayyir kimselerdir.
  • Tefhim-ul Kuran: Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.