Nisâ  Suresi 4. Ayet Meali

  • وَءَاتُوا۟
  • ٱلنِّسَآءَ
  • صَدُقَٰتِهِنَّ
  • نِحْلَةً
  • ۚ
  • فَإِن
  • طِبْنَ
  • لَكُمْ
  • عَن
  • شَىْءٍ
  • مِّنْهُ
  • نَفْسًا
  • فَكُلُوهُ
  • هَنِيٓـًٔا
  • مَّرِيٓـًٔا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Kadınlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoşluğuyla verin. Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.
  • Diyanet Vakfı: Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile (cömertçe) verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Kadınlara mehirlerini efendicesine verin, şayet onun bir kısmını gönüllü olarak bağışlarlarsa, onu da içinize sine sine yiyin.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin.
  • Ali Fikri Yavuz: Nikâh ettiğiniz kadınların mehirlerini (nikâh paralarını) seve seve verin. Şayet ondan bir kısmını gönül hoşluğu ile kendileri size bağışlarsa, onu âfiyetle, rahatça yiyin.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): ve aldığınız kadınlara mihirlerini efendicesine verin, şayed ondan birazını kendileri gönül hoşluğile bağışlarlarsa onu da içinize sine sine yeyin
  • Fizilal-il Kuran: Kadınların mehirlerini gönül hoşnutluğu ile veriniz. Fakat eğer onlar mehirlerinin bir bölümünü gönüllü olarak size bağışlarlar ise bunu afiyetle yiyiniz.
  • Hasan Basri Çantay: (Aldığınız) kadınların mehirlerini yürekden isteyerek ve (Allahın) bir atiyye (si) olarak verin. Bununla beraber eğer ondan birazını gönül hoşluğu ile size bağışlamış olurlarsa onu da içinize sine sine yeyin.
  • İbni Kesir: Kadınların mehirlerini seve seve verin. Şayet ondan bir kısmını gönül hoşluğu ile size bağışlar iseler, onu afiyetle yiyin.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Kadınlara mihirlerini bir atiyye olarak veriniz. Şâyet size ondan bir miktarını gönül hoşluğu ile bağışlar iseler onu da afiyetle, kolaylıkla yiyiniz.
  • Tefhim-ul Kuran: Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin.