Sâd  Suresi 39. Ayet Meali

  • هَٰذَا
  • عَطَآؤُنَا
  • فَٱمْنُنْ
  • أَوْ
  • أَمْسِكْ
  • بِغَيْرِ
  • حِسَابٍ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: “İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik.
  • Diyanet Vakfı: «İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok, dedik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: «İşte bu, bizim ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin» dedik.
  • Ali Fikri Yavuz: (Biz buyurduk ki): “- Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesabsız olarak ver, yahud tut (verme, ey Süleyman).
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bu işte, dedik: bizim atâmız artık diler kerem et, diler imsâk, hisabı yok.
  • Fizilal-il Kuran: İşte bizim bağışımız budur; «ister ver, ister tut, hesapsızdır» dedik.
  • Hasan Basri Çantay: (Dedik ki:) «Bu, bizim vergimizdir. Artık (dilediğine) hesabsız ver, yahud tut (kıs)».
  • İbni Kesir: Bu, bizim bağışımızdır. Artık ister hesabsızca ver, ister tut.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: (Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız ikram et ve tutuver.»
  • Tefhim-ul Kuran: «İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut.»