Tûr Suresi 38. Ayet Meali
أَمْ
لَهُمْ
سُلَّمٌ
يَسْتَمِعُونَ
فِيهِ
ۖ
فَلْيَأْتِ
مُسْتَمِعُهُم
بِسُلْطَٰنٍ
مُّبِينٍ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilâhî vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin!
Diyanet Vakfı:
Yoksa onların, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsinler.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da (çıkıp) ondan dinliyorlar mı? Öyleyse dinleyenleri, açıklayıcı bir delil getirsin.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Yoksa kendilerine mahsus (üzerine çıkıp sırları) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsin.
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa, onların bir merdiveni var da (göğe yükselib meleklere vahy edilen sözü) ondan mı dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri, (dinlediklerini isbat edecek) açık bir delil getirsin.
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin
Fizilal-il Kuran:
Yoksa onlar, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
Hasan Basri Çantay:
Yoksa onlara haas bir merdiven vardır da onun üstünden mi dinliyorlar Öyleyse dinleyicileri açık bir bürhan getirsin (ler)!
İbni Kesir:
Yoksa, üzerine çıkıp dinlendikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyicileri açık bir delil getirsinler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa onlar için bir merdiven mi var, orada dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri açık bir bürhan getirsin.
Tefhim-ul Kuran:
Yoksa onların bir merdivenleri mi var (ki) onunla (yükselip en yüce makamda konuşulanları) dinliyorlar? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.