Yâsîn  Suresi 43. Ayet Meali

  • وَإِن
  • نَّشَأْ
  • نُغْرِقْهُمْ
  • فَلَا
  • صَرِيخَ
  • لَهُمْ
  • وَلَا
  • هُمْ
  • يُنقَذُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.
  • Diyanet Vakfı: Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dilersek onları (suda) boğarız da o zaman onlara ne feryatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır.
  • Ali Fikri Yavuz: Dilersek onları (denizde) boğarız da, o takdirde kendilerine ne bir imdatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Dilersek onları gark da ederiz o vakıt ne onlara feryadcı vardır, ne de onlar kurtarılırlar
  • Fizilal-il Kuran: Dilersek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirdi.
  • Hasan Basri Çantay: Eğer dilersek onları (suda) boğarız. O suretde kendileri için bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da.
  • İbni Kesir: Dilesek; onları suda boğardık da ne kurtaran bulunurdu, ne de kurtulabilirlerdi.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve eğer dilersek onları garkederiz, artık onlar için ne bir hâlâskar vardır ve ne de onlar kurtarılabilirler.
  • Tefhim-ul Kuran: Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de onlar kurtulabilirler.