Kamer Suresi 46. Ayet Meali
بَلِ
ٱلسَّاعَةُ
مَوْعِدُهُمْ
وَٱلسَّاعَةُ
أَدْهَىٰ
وَأَمَرُّ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır.
Diyanet Vakfı:
Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Daha doğrusu onların asıl buluşma zamanları kıyamettir. Kıyamet ise daha acı ve daha bela ve beterdir.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Bilakis kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. Saat cidden çok feci ve acıdır.
Ali Fikri Yavuz:
Daha doğrusu onların asıl azab vakti, kıyamettedir. O vaktin azabı daha müdhiş, daha acıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Daha doğrusu onların asıl mev´ıdi saattir ve o saat daha acı ve daha belâ ve beterdir.
Fizilal-il Kuran:
Asıl azaba kıyamet günü çarpılacaklardır. Kıyamet günü onlar için daha feci ve daha acıdır.
Hasan Basri Çantay:
Daha doğrusu onlara va´d olunan asıl (azabın) vakti, o sâatdir. O saat (in azâbı) daha belâlı, daha acıdır.
İbni Kesir:
Daha doğrusu onlara vaadolunan asıl saattir. O saat ne belalı, ne acıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(46-47) Hayır. Onların asıl mev´idleri Kıyamettir. O Kıyamet ise daha dehşetlidir ve daha acıdır. Şüphe yok ki günahkârlar, bir sapıklık ve çılgın ateşler içindedirler.
Tefhim-ul Kuran:
Daha doğrusu onlara va´dedilen (asıl azab) kıyamet saatidir. O, kıyamet saati, ´kurtuluşu olmayan daha korkunç bir bela´ ve daha acıdır.