Mü`min Suresi 41. Ayet Meali
۞
وَيَٰقَوْمِ
مَا
لِىٓ
أَدْعُوكُمْ
إِلَى
ٱلنَّجَوٰةِ
وَتَدْعُونَنِىٓ
إِلَى
ٱلنَّارِ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
“Ey kavmim! Bu ne hâl? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz.”
Diyanet Vakfı:
Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Hem ey kavmim, neden ben sizi kurtuluşa davet ederken siz beni ateşe davet ediyorsunuz?
Elmalılı Hamdi Yazır:
«Hem ey kavmim! Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni ateşe davet ediyorsunuz?»
Ali Fikri Yavuz:
Ey kavmim! Başıma gelen nedir? Ben sizi kurtuluşa (cennete) davet ediyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz;
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Hem ey kavmim! Neye ben sizi halâsa da´vet ederken siz beni ateşe da´vet ediyorsunuz?
Fizilal-il Kuran:
Ey kavmim! Neden ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde siz beni ateşe çağırıyorsunuz?
Hasan Basri Çantay:
«Ey kavmim, benim (karşılaşdığım) bu hal nedir? (Çünkü) ben sizi kurtuluşa da´vet ediyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz»!
İbni Kesir:
Ey kavmim; bana ne oluyor ki, sizi kurtuluşa çağırırken, siz beni; ateşe çağırıyorsunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve ey kavmim! Benim için ne var ki, ben sizi necâta dâvet ediyorum ve siz beni ateşe dâvet ediyorsunuz?»
Tefhim-ul Kuran:
«Ey Kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırmaktayken, siz beni ateşe çağırmaktasınız.»