Neml Suresi 42. Ayet Meali
فَلَمَّا
جَآءَتْ
قِيلَ
أَهَٰكَذَا
عَرْشُكِ
ۖ
قَالَتْ
كَأَنَّهُۥ
هُوَ
ۚ
وَأُوتِينَا
ٱلْعِلْمَ
مِن
قَبْلِهَا
وَكُنَّا
مُسْلِمِينَ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
Belkıs gelince, “Senin tahtın böyle mi?” denildi. O da, “Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik” dedi.
Diyanet Vakfı:
Melike gelince: Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi: Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi): Bize daha önce (Allah´tan) bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Bunun üzerine (Melike) gelince: «Böyle mi senin tahtın?» denildi. (O da): «Sanki o! Zaten bize daha önce bilgi verildi ve biz müslüman olduk! dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Melike gelince, «Senin tahtın da böyle mi?» dendi. O şöyle cevap verdi: «Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik.»
Ali Fikri Yavuz:
Vakta ki (Belkıs) geldi, ona denildi ki: “- Böyle mi senin tahtın?” (Belkıs şöyle) dedi: “- Sanki odur. Bununla beraber bize bu taht mucizesinden önce (peygamberliğine delâlet eden Hüdhüd mucizesi ile) ilim verildi ve müslüman olduk.”
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Binaenaleyh geldiğinde böyle mi senin tahtın? denildi, sanki o, maamafih bize ondan önce ılim verildi müsliman olduk dedi
Fizilal-il Kuran:
Kraliçe gelince kendisine: «Bu senin tahtın mıdır? diye soruldu. O da dedi ki; «Sanki odur. Zaten bu mucizeden önce bize bilgi verilmiş ve biz senin çağrına boyun eğmeye hazırlanmıştık.»
Hasan Basri Çantay:
Artık (kadın) gelince ona (şöyle) denildi: «Senin tahtın böyle mi idi»? (Kadın) dedi: «Sanki bu, odur. Ondan evvel de bize ilim verilmişdi ve biz müslüman olmuşduk».
İbni Kesir:
Böylece geldiğinde: Senin tahtın böyle miydi? denildi. O da: Sanki bu, odur. Ondan önce de bize bilgi verilmişti ve biz müslüman olmuştuk, dedi
Ömer Nasuhi Bilmen:
(42-43) Vaktâ ki (o hükümdar kadın) geldi, denildi ki, «Senin tahtın böyle midir?» Dedi ki: «Bu, sanki o. Maamafih bize ondan evvel bilgi verilmiş idi ve bizler müslümânlar olduk.» Onu Allah´ın gayrı tapar olduğu şey (İslâmiyet´ten) men etmiş idi. Şüphe yok ki o, kâfirler olan bir kavimden idi.
Tefhim-ul Kuran:
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona: «Senin tahtın böyle mi?» denildi. Dedi ki: «Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk.»